Cumartesi'ye Notlar



Cumartesi'ye kısa kısa notlar:

🍂🌤 Ankara'da hava Kasım'ın gelmesiyle birlikte azıcık serinlediyse de hâlâ tam sonbahar gibi değil. Okulda öğrenciler hâlâ göbekler açık, bacaklarda şort şeklinde dolaşıyor. Şikayetçi değilim elbette, yüzümde güneş bir ağaç altında kitap okuyup karıncaları kuşları izlemek için bu dönemin son demleri belki. Ama mevsimler iyice tuhaflaştı cidden. (Sen de iyice yaşlandın elif, güne gelmiş komşu teyze lafları ediyorsun.)

📝📚 Yine bir sürü iş biriktirmeyi başardım. Ödev kağıtları, iş yoğunluğuyla yavaşlayan çevirinin biriken sayfaları, bitiyor ey ahali diye duyurduktan hemen sonra saçmasapan bir şeye canım sıkılınca romanın yine sekteye uğrayan son bölümü, Fransa'daki yazı yoldaşım Özge'yle birbirimize öykü yollamak için verdiğimiz tarihin yaklaşması, ilk 3/4'lük kısmını yutarak okuduğum Tuzukuru kardeşimin son çeyreğinin hâlâ keyfimin kâhyasını bekliyor olması ve onun yanına eklenen 1-2-3-4-5-6-7-8 kitap. (Bu gönderinin yazılma sürecinde hiçbir kitap zarar görmemiştir.)

📬🎉 Dün iş çıkışı günümüz öykücülüğü üzerine bir edebiyat semineri dinlemek için Kızılay'a indim. (Evet, Kızılay'a "inilir" hep, yıllardır, niye bilmiyoruz.) Seminer öncesi bir arkadaşımla buluşup bir şeyler yediğimiz sırada beni çok mutlu eden bir haber aldım. Şimdilik bende saklı, ama benim sevinince "çogzel eheh" dediğim türden bir şey. Tırınım tırınım. 

🧘🏻‍♀️⏳ Geçen hafta itibarıyla,bölünerek çoğalan değil, bölündükçe elindeki işleri istediği kalitede yapamayan bir organizma olduğumu bir kez daha hatırlayıp, stüdyoda verdiğim yoga derslerini bıraktım. Artık kendi yogamı yapmak için gideceğim vaktim oldukça. Hocalık da güzel ama bazı alanlarda öğrenciliği özlüyor insan.

🍺😒 Bira sevmiyorum. Yazın sahilde buz gibi içilen hariç. Nokta net. 

The End.

(Eskiden yabancı filmlerin sonunda böyle yazardı: The End. Türk filmlerinde de "Son". Güzel bir şeymiş bence o, yani film bitince sonu olduğunu tabii anlıyorduk ama yine de.😂)

Not: Görsel Literary Hub'daki şu yazıdan: https://lithub.com/why-does-womens-writing-about-relationships-need-to-be-relatable/


Yorumlar

  1. Bu gönderinin yazılma sürecinde hiçbir kitap zarar görmemiştir :)

    YanıtlaSil
  2. Ehem ehem! Biz de Kadıköy'e iniyoruz ve fakat Taksim'e çıkıyoruz. Biliniz bakalım neden? :)

    YanıtlaSil
  3. Benim için de bira, “aylak zaman içkisi”dir, o yüzden daha çok yaz günü sahilde içilir!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder