Bol resimli ama karsız Narnia yazısı 🥶




Ankara en karsız kışlarından birini geçiriyor. Geçen gün Kayseri'deki bir öğrencim "Hocam burası bembeyaz" diye fotoğraf atınca, "Heee burda da yağdı, 3.5 saniye kadar" dedim. Cidden de öyle oldu. Eşimle sokakta yürüyoruz, bir baktım minik bıdık beyazlar. "Aaaa kar" dememle bitmesi bir oldu.😑Dün sabah da yarım saat kadar kocaman ve aşırı derecede acelesiz, sakin kar taneleri düştü bahçeye, ve aynı anda güneş vardı pırıl pırıl, sonra kar bitti, güneş gitti, donuk bir gün geldi. 

                        ODTÜ'de bir bina girişinin sıcağına sığınmış köpüş.

Evet dışarıda yaşamak zorunda olan canım kediler köpekler için daha iyi elbette karsız bir kış, ama her şey çok değişti sanki eskiye göre. Normali bu değil yani. Acayip bir soğuk, son bir haftadır meşhur Ankara ayazının da ötesinde, ama güneşli mi güneşli ve yağmur yok kar yok, puslu beyaz ufuk yok, ama bolca is kokusu ve sis taklidi yapan hava kirliliği var.

Yazının giriş fotosundan anlayacağınız üzere kütüphanedeyim. Çok seviyorum burayı ya, valla billa çok. Işığını, koridorlarını, sessizliğini (şimdilik sessiz), raflarının arasında saatlerce dolanmayı, bir kitap ararken bin kitap bulup hepsini alıp sırt çantamı patlayana doldurmayı.😂 

Bizim bölümde dersler bugün başlıyor. Benim bu dönem bir dersim daha oldu fazladan, piyangodan çıkan ve kendi bölümümde değil başka bir yerde vereceğim bir seçmeli ders. Adı çok güzel, ben koydum.😋 "Yaratıcı Yazarlık: Öykü ve Novella". Çok son dakika geldi talep, hatta kurgu dışı için tasarlanmış başka bir yazma dersi içindi. Sonra olaylar şöyle gelişti:

Bu kadar kısa sürede bildiğim konuyu toparlayıp program hazırlayıp ders açmam bile çok zor, o nedenle önerdiğiniz dersi alamam, zira mahcup olmak istemem, ama şöyle şöyle bir şey hazırlayıp açabilirim isterseniz. 

Olur hocam süper olur. Hatta birkaç dönem üst üste açsanız negzel olur. 

Aaaa valla mı? (Hayır derler ve yepyeni bir sorumluluktan yırtarsın diye kısacık bir an düşündün elifınt, kabul et. Kabul ediyorum, düşündüm ama içten içe evet demelerini de çok istiyordum) E taam o zaman, ben hazırlanmaya başliim!

Sonra hızlı bir online katalog taramasıyla beni bu işe en efektif şekilde hazırlayabilecek kitapların kodları not edilir, zıplar adımlarla ve yüzde kocaman bir gülümsemeyle kütüphaneye gelinir, tatil boyunca 9'da açılan kütüphanenin kapısında beresiyle atkısının arkasından  melul melul bakan bu kişiyi görüp kapıyı beş dakika erken açan iyi kalpli güvenlik görevlisi sayesinde hızla döner kapıdan geçilir, hiç bitmeyen bir migreni varmış gibi görünen Gergin Kitapkız'a selam çakılıp en üst kata, kuvvetle muhtemel kimsenin pek ilişmediği "edebiyat" bölümü koridorlarına dalınır ve sonrası bir nevi Narnia, ben de bir nevi gardırobun arkasından bembeyaz Narnia kışına çıkan Lucy. 💙


Tabii okulun kütüphanesi kadar kendi kitaplıklarıma da daldım son birkaç gündür ve masamda çalışacak, koltukta oturacak yer kalmadı. Şu yukarıda gördüğünüzün belki üç katı kadar kitap salonun baş köşesindeydi ve nihayet dün akşam son bir tarama/eleme sonrası yarıya indirebildim gibi. (Daha da inecek ama elifınt'ın eleme süreci öyle sandığınız bildiğiniz gibi bir şey değil, akıllara zarar. Hayırlısı.)

Şu kitapta kaldı aklım. The Novel and the Sea. 🌊 Aşırı güzel değil mi adı? 💙 Civcivli dönem açılışı bitip ve yeni dersin telaşı biraz geçince onu da alacağım. Dinimiz amin. Ve şimdi, öğlen başlayacak dersimi ve yeni dönem öğrencilerimle tanışmayı beklerken, iki hafta sonra başlayacak bu yeni dersin taslağını biraz daha ayrıntılandırıp kafamda netleştirmek üzere kütüphaneye geldim. Biz bir hafta erken başlıyoruz, bölümler haftaya ders başı yapacağı için okul henüz bomboş, haliyle kütüphane de. 

Sabah oğluşla çok erken saatte Kızılay'da bir işimiz vardı. Onu hallettik, sonra metroya atladık, o okuluna, ben okuluma. Çok sevdiğim kantinlerden birinde kahvaltı ettikten sonra buz gibi ama güneşli kampüste kütüphaneye yürürken "Canım okulum ya ne güzelsin" dedim göğe bakıp. Sonra da babaanne gibi "Nazar değmesin sana püpüpüpü tütütütü" dedim bildiğiniz yüksek sesle. 😂 Yani okulun yanağı neresi bilsem gidip sıkacaktım, o kadar. 


Ve şimdi çalışmaya başlıyorum. Ormandan gagalarını takırdatıp öten geveze saksağanların sesi geliyor. Uzaklardan da araba sesleri. Orman sessiz, orman sakin, orman güzel. 

Ta '98'de, çok severek okuduğu İngiliz Dili ve Edebiyatı'nı bitiren, 2005'te aynı bölümden yüksek lisansını alan elifınt, çok uzun yıllar sonra İngilizce, edebiyat, yazı ve öğretmenliği birleştirip 48 yaşına hep gönlünde yatan hayalle, dünya için küçük kendi için büyük bir adım atarak yeni bir başlangıç yapıyor. Elif sessiz, elif sakin ama heyecanlı, elif gülümsüyor. 🙏🏻🧿 

Yorumlar

  1. Toplanıtda bu seçmeli dersi-bir de filmlerde ilgili olanı- görür görmez gözlerim parladı :)) ben de seçebilir miyim bu dersleri hocammm :D Çok güzel oldu bu iş, ve çok güzel olacak bu ders hiç şüphem yok..İnsanın kendisini canlı tutan şeyleri bulması-onların kişiyi bulması çok değerli..tebrik ediyorum ve kolay gelsin...Deniz Yıldızoğlu

    YanıtlaSil
  2. Anladım şimdi, bir zamandır neden sesin çıkmıyormuş, çok keyifli bir uğraşı içindeymişsin. Kolay gelsin Elifıntcığım. :)

    YanıtlaSil
  3. aaa ne güzel, ne güzel, senin adına hem çok sevindim, hem de heyecanlandım canım elifim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder