Coronavirus Julius Caesar'a Karşı
Bu da burada dursun.
Dün akşam resmi makamlardan yapılan açıklamayla birlikte, ülke çapında tüm ilk-orta-liseler ve üniversitelerin tamamı 16 Mart 2020 Pazartesi itibariyle tatil edildi. Üniversiteler üç hafta, diğerleri (anlayamadığım sebeplerden iki hafta, ikincisi online eğitimle). Sebep Corona Virüsü, nam-ı diğer COVID-19 (CO-Corona; VI-Virus; D-Disease; 19-2019'u temsili). Ülke tarihinde bir ilk. Herkes şaşkın.
Fazlaca görsel bir insan olarak zaten kavramları kafamın içinde anında şekle şemale sokma durumum var, şimdi bir de bu çıktı. Corona taç demekmiş, hiç düşünmemiştim doğrusu, ama İngilizce'deki "crown" sözcüğüyle bağdaştırılabilirmiş aslında. Hatta birası da var, üzerinde taç çizimiyle. Malum virüs, mikroskopla bakıldığında taç şeklinde görünüyormuş; o yüzden bu ismi almış. Her şeyi öyle bir insanlaştırma huyumuz var ki, nasıl uzaylıları yıllardır eli kolu kafası uzun, siyah çukurlar gibi gözleri olan, antenli, sempatik, ve yeşil (??) yaratıklar olarak resmediyoruz, Corona diyince de artık benim gözümün önüne koca dünyada her yere aynı anda el atabilen, kafasında tacıyla dolaşan, deterjan reklamlarındaki pis pis sırıtan çürük dişli mikroplara benzer tek bir yaratık geliyor.
Gönderilen, paylaşılan haberleri, videoları vs okumaya izlemeye baştan beri bilinçli olarak direnip, Türkiye'deki ilk vaka açıklaması yapıldıktan sonra sadece tek bir gün TÜM haberleri izleyip okuyarak sükunetimin hali hazırda içine edilmesine izin verdiğim için, Corona'yı tamamen bilimden ve gerçeklikten uzak, bir çizgi filmdeki kötü karaktermiş gibi düşünüp kendimi rahatlatmaya çalışmak hakkım bence. Tipi gözümün önünde şu an. Rengi mor, tacı bataklık yeşili, gözleri kocaman ve kötücül, dişlerinin hepsi çürük, kolları upuzun ve dünyada istediği yere sadece hooop elini uzatıp ortamı zehre buluyor.
Ülkemizdeki vaka açıklamasının yapıldığı gecenin ertesi günü itibariyle marketlerde raflar boşaldı, kolonyacılar 1'i 5 yaparak zengin oldu, eczaneler tüm stoklarını bir anda tüketti ama görebildiğim kadarıyla herkes sokaklarda, dolmuşlarda, daha üç dakika önce "Arkadaşlar sakin olun, her teneffüs ellerinizi yıkayın, azıcık birbirinizden uzak oturun, mendili kullanınca atın," diye kamu spotu hizmeti gördüğümüz sınıflarda falan ortalığa hapşurup tıksırmaya devam etti. Sonra biz o öğrencilerimizin o ellerle yazdığı kağıtları, sınavları toplayıp eve getirdik, ama olsun.
İnsanların hem bu kadar (bir yere kadar haklı sebeplerden) korkup hem de en temel şeyleri kendilerinin uygulamaması gerçekten çok ilginç. Yıllardır her kış televizyonlarda bar bar bağırılarak yapılan uyarılardan biri olan mendile ya da kolun içine hapşurma ilkesini uygularsak o kıyafetle eve gideceğiz, mazallah bizde kalır mor canavar. Başkasına geçebilir ama, onda sorun yok. O yüzden daha iki saniye önce coronadan korkalım, sonra ortalığa hapşıralım, sıkıntı yok.
Yukarıdaki görsel, René Goscinny’nin yazıp Albert Uderzo’nun çizdiği çizgi roman serisi Astérix le Gaulois'nın "Asterix and the Chariot Race" adlı 2017 tarihli sayısından ve bazı "haber" siteleri bu fotoğrafı paylaşarak "Flaş flaş flaş! 3 yıl önce tahmin etmişler!" gibi başlıklar atmışlar. Şaka gibi. Ama canım ülkemiz zaten hemen her şeyiyle bir şaka değil mi?
Çizimdeki emoji suratlı sarı maskeli kişi, at arabasıyla yarışanlardan biri olan Romalı Coronavirus. Gerçek adı Testus Terone (mesela ben de bir feminist olarak buradan "Erkekler virüstür" çıkarımını mı yapmalıyım, sorarım size a dostlar?! Çıkarım dediğimiz şey bu kadar desteksiz, dayanaksız, rastgele ve absürd bir şey midir?)
Neyse, rahat olun. Hikayenin devamında Romalı Coronavirus, yardımcı sürücüsü hile yaptığı için yarıştan çekilmek zorunda kalmış ve yerine Jül Sezar geçmiş.
Komik memleketiz. Neyse ki öyleyiz de, şu gerilimli günlerde gülecek şeyler bulabiliyoruz.
Haydi sağlıcakla!
Yorumlar
Yorum Gönder