Mızmız...
Her sabah karşılıklı oturuyoruz. Ben sırtım duvara dönük, çiçeklerin olduğu yerde, o benden iki masa ileride kitap raflarının yanında. Elmacık kemikleri hizasında açık kahverengi saçları var. Uçuşmuyor yürürken. Peruk gibi duruyor öyle, ama Fransız filmlerindeki aktrislerinkine benzeyen yüzüne yakışıyor. O da bencileyin her sabah burada. Okuyor, yazıyor, bazen sadece duruyor, bazen de dışarı çıkıp epey bir kayboluyor ortadan. Sonra yine yuvaya dönüyor.
O da sandalye üstünde rahat edemeyenlerden benim gibi. Nereden mi biliyorum? Sandalyede bağdaş kurmuş halde çünkü şu anda. Bu bana has bir davranış sanıyordum, değilmiş.
Şu anda onun hakkında yazdığımı bilse hakkımda ne düşünürdü bilmiyorum. Kimbilir, elinin altındaki makaleye bakar gibi duruyor ama belki o da beni yazıyordur. Yok, yazmıyordur. Benden çok daha disiplinli, azimli ve çalışkan görünüyor. Ya da ben onu öyle yarattım kafamda ve aksini bilmek istemiyorum.
Her Allahın günü sığınağımı paylaştığım, hiç konuşmasam da bir gün yolda karşılaştığımda çekinmeden selam verebileceğim biri oldu sanki.
Kendimi onda olduğuna inandırdığım, hiçbir şey paylaşmadan, safi önyargıyla ona atfettiğim özelliklerin kaçına gerçekten sahip acaba? Gerçekten disiplinli ve çalışkan mı yoksa o da şu an benim yaptığım gibi saçmasapan bir şeyler mi yazıyor aslında? Sosyoloji ya da psikoloji gibi sözel bir şeylerle uğraşıyormuş izlenimi veriyor bana, ama belki de benim ucundan kıyısından geçemeyeceğim konularla ilgili araştırmalar yapıyor. Belki de yabancı? Gerçekten Fransız? Gerçekten aktris!
O da benim gibi sert, mesafeli bakıyor. Ne kendine izin veriyor yaklaşmak için, ne karşısındakine kendine yaklaşılması için.
Soğuk. Belki de ukala ve kendini beğenmiş? Belki de ben de öyleyim.
Ne tuhaf sizi aslında hiç tanımayan insanların hakkınızda fikir sahibi olması.
Hiçbir şey bilmiyoruz. Bildiğimizi sandığımız her şey kafamızın içinde yarattıklarımız. Yakıştırdıklarımız, konduramadıklarımız, olmasını istediklerimiz, korktuklarımız...mızmızmızmız…
Hadi bir başkasıyla ilgili bilmediklerimiz neyse. Ya kendi hakkımızda bilmediklerimiz? Mizmizmizmiz….?
Yorumlar
Yorum Gönder