Sevgi Neydi? Emek ve Çokça İçtenlik 🙏🏻



Fotoğrafta siz ne görüyorsunuz bilmem, ama ben içtenlik, sevgi ve yaratıcılık görüyorum. :) 

❤️ Beyaz tahta kalemlerinin olduğu kalemliğin ön tarafındaki "balkonu", silgim kalemliğin dibine her düştüğünde çıkarmaya çalışırken sinir harbi geçirdiğimi gören bu dönemki öğrencilerimden biri yapmış.😄 Yıllar önce başka bir öğrencimin yaptığı balkonun kaybolduğunu söylemiştim derste; pıt üretivermiş teneffüste can.💡

💙 Ön taraftaki "yeni" kalemliği, pardon "tebeşirliği", ise renkli tebeşirlerimi kutusuna her tıkmaya çalıştığımda zorlandığımı, bir türlü sığdıramadığımı gören başka bir öğrencim, tasarım okuyan abisinin 3D yazıcısından çıkarmış, şaştım kaldım.😄

💜💛🧡 Rengârenk tebeşirlerimse, geçen yıl bahar dönemindeki sınıfımda tahtanın önünde bulduğum minik mavi tebeşirle çocuk gibi mutlu olduğumu görünce telefonunu çıkarıp bana anında bir kutu renkli tebeşir sipariş eden bir başka canın hediyesi. 😄

Ya bu çocukların hepsi can değilse ne, sorarım size. Öğrenci sevmeyen öğretmenler var ya, ömr-ü hayatımızda hepimizin illa denk geldiği, onlar neden öğretmen ya? Lütfen olmasınlar ya, gidip başka bir şey olsunlar.

Kütüphanemi hemen her yıl toplayıp baştan düzenliyorum, her yıl olmasa da iki yılda bir falan. Seneler önce iki yıl peş peşe Kızılay'daki Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi'ne kutularca kitap bağışlamıştım.  Sahaflara da verilebilir tabii, o da kıymetli, ama üç kuruş para için ve nihayetinde tek bir kişiye kitap gidecek şekilde elden çıkarmaktansa, kütüphaneye gitsin de her daim orada olsun ve bir sürü insan erişebilsin istemiştim. Hâlâ da çok güzel bir şey olduğunu düşünüyorum kütüphanelere kitap bağışının.

Son birkaç yıldır - sanırım pandemi bittiğinden beri - o iki seferki gibi büyük bir ayıklama operasyonuna girişemedim. Onun yerine, hem güz hem de bahar dönemindeki sınıflarıma kitap götürmeye başladım. Çocuklara soruyorum ne tür kitaplar seviyorsunuz diye, verdikleri yanıtlara göre hızlıca bir kitaplık taraması yapıp - uzun uzun, hiç üşenmeden yaptığım çok keyifli bir tarama bu - birer tane kitap armağan ediyorum hepsine. Evet, sahaf mantığında olduğu gibi her kitap tek bir kişiye ulaşmış oluyor, ama  bu saçmasapan teknoloji çağında çocukların/gençlerin hâlâ bir kitap için heyecanlanmasını çok kıymetli buluyorum. 

Geçen yıl iki öğrencim de bana kitap getirmişti kendiliğinden, dün de yeni sınıfıma kitaplarını dağıtırken bir öğrencim Eskişehir'deki İnsancıl Kitabevi'nden, hem de '99 tarihli bir İnsancıl Yayınları kitabı getirmiş bana. Amerikan ve İngiliz şairlerinden seçmeler. Tahmin edebileceğiniz üzere mest oldum.😌

Güzel şeyler bunlar. Evet yine elimiz telefona yapışık yaşıyoruz (maalesef), evet dünya bir türlü barış/huzur/gün yüzü görmüyor, evet insanoğlu kalleş, fesat, bencil ve kötü olana çokça meyyal, ama güzel şeyler de var ya. Güzel çocuklar, güzel tebeşirler, güzel silgi balkonları ve güzel kitaplar.

Bi de kediler, köpekler, kuşlar, kaplumbağalar, filler, timsahlar, lamalar, su samurları, mirketler, lemurlar (ay say say bitmedi, tüm hayvanlar işte), ve tabii güneş ve gökyüzü. 

İyi ki varlar. Dilerim hep olsunlar. 

Not: Bilinç yoksunu, emir kulu otokorekt ısrarla "şirketler ve memurlar" diye düzeltti, sonra "market ve memur"da anlaşalım dedi, ben de azimle mirket ve lemur olacak hocam ya, saçmalama allasen dedim ve muvaffak oldum şükür 😂)

Yorumlar