Ben=Ankara - 2 -

Ankara bugün ışıl ışıl. Dünkü pusun, karanlığın, karamsarlığın yerini bembeyaz kar aldı. Ağaçlar, sokaklar, arabalar, evler, banklar bembeyaz. Elimde kahvem, camdan dışarıya bakıyorum ve doğaya olan hayranlığım depreşiveriyor yine.

Kış Ankara’ya çok yakışıyor. Kesinlikle. Demin okulun bahçesinde durmuş, bütün gece yağan karın, herhangi bir yılbaşı süsünün yapamayacağı güzellikte süslediği ağaçları seyrediyordum. Yüzümde bir gülümseme, kendi kendime mırıldanırken, “Önüne bak, düşeceksin şimdi etrafı seyredeyim derken,” dedi içimdeki ses. Haklı. Kar bu; sağı solu belli olmaz. Bir an büyüler insanı, gözünü kamaştırır, bir sonraki an çamura dönüşüp düşürebilir insanı. Adı üzerinde: büyü. Karmaşayı, gürültüyü, pisliği, betonu bir süreliğine de olsa örten ve dünyayı Narnia’daki o muhteşem ormana çeviren, ama kötü kalpli Beyaz Cadı’yı aslında yok etmeyen, sadece onun gizlenmesine yardım olan kar büyüsü.

Yine de güzel. Sadece bir örtü de olsa, yaşadığımız şehirlerin hızlı akışında hemencecik çamura da dönüşse, güzel. Çok güzel. :)

Yorumlar