Yazın Yazamayan Yazarın Yazısı (Aman Ne Komik) 🤡



Tatil dönüşü hemen buraya yazmak vardı aklımda. Fotoğraflar bilgisayarın masaüstünde, ne yazacağımın hemen hepsi de kafamdaydı. Ama vazgeçtim, daha doğrusu yazmamayı seçtim, hevesim kaçtı, tembelliğim tuttu, artık ne derseniz.

Bende olur böyle, fazla planlama yapınca tutulur, hiçbir şey yapamam. Bir sonraki yazı projemden bahsedersem mesela, burası gibi okunan bir yerde veya çok yakınım olanlara (zira yakınım olmayanlara hiçbir şeyimi anlatmayan kapalılıkta bir insanım), ertesi gün tamamıyla olmasa da en azından o bahsettiğim şekliyle yapmaktan vazgeçmiş olarak uyanıyorum genelde. Üstünde hali hazırda çalıştığım, her gün birkaç satır da olsa yazdığım bir dosyaysa olmaz bu pek, ama yeni başlayacağım bir şeyse bahsetmemem gerekiyor, unutuyorum ısrarla. Heyecanlı diğer yanım, donuk asıl yanıma baskın çıkıyor işte bazen. Aşağıda gördüğünüz üç defter de iki gün önce çok iddialı şekilde birilerine "şu defter şunun için bu defter de bunun için" diye gerine gerine anlattığım ve bugün itibariyle sayfaları bomboş kalan canlar. Kısmet.


Çeviri gibi uzun soluklu ve sabır, enerji, akıl sağlığı isteyen işler için katı planlar yapıp hafta içi şu kadar haftasonları şu kadar günde şu kadar sayfa dersem de asla uygulayamıyorum. İki, hadi bilemediniz üç gün gidiyor o plan, sonra bummmm, sonraki hafta sıfır sayfa. Plan program yaparken çok keyif alıp, aşırı azimli ve keskin planlar ortaya koyduğumda onları uygulamaktan (tablolara uymaktan keyif alamadığım için) vazgeçengillerdenim.

Neredeyse bir hafta oldu tatilden döneli. Ve yazmadığım tatil yazısından sonra en az beş başka yazı fikri geldi buldu beni. Burası için yani. Hiçbirini yazmadım. Yani şu an içinde bulunduğunuz blogda yazmadığım için göremediğiniz bir sürü yazı var. Bunu belirtmem de ne saçmalık, ama hep diyorum ya, tükan benim, saçmalama hakkım sabit ve rahatlık ondan.

Dün evden hiç çıkmadım. Çıkıp yürüyeyim diye kafamda tasarladığımda da çoğunlukla çıkıp yürümüyorum. Sanki bir şeyi yapacağımı - özellikle de belli bir şekilde, sürede, tarzda vs yapacağımı - söylediğimde dünya "e yaptın ya işte, canlandırdın kafanda, bitti gitti" diyor ve hop bir bakmışım yogaya gitmek yerine koltukta yatmış, parkeye mat serip bedenimin neresi ağrıyorsa ona iyi gelecek yoga pozları yaptığımı hayal ediyorum. Şaka gibi di mi? Ama şaka değil, benim gerçeğim.

Bende mi bir tuhaflık var, tembelliğe bahane mi arıyorum, yoksa bazı insanların kafası böyle çalışıyor ve normalleri mi bu tam emin değilim. Belki üçünden de biraz.

This is Us izliyorum. Birkaç yıl önce ilk iki sezonu izleyip bırakmıştım, o korkunç olayın olduğu bölümden sonra. (Söylemeyeyim ne olduğunu, malum spoilerlık müessesesi sevilmiyor. Bir de, "müessesesi" yazarken ne kadar zorlandım anlatamam. Türkçe'nin Mississippi'si olmaya aday bence.)

Benim izlemediğim dönemde altı sezona ulaşmış maşallah dizi. Çok ara verdiğim için en baştan başladım, şimdi dördüncü sezondayım. Aile dramalarından çokça kaçan biri olarak neden yaz tatilimin birkaç haftasını dipsiz kuyudan beter bir aile dramasını izlemeye ayırdım bilinmez. Vardır bir sebebi diyor, basıyorum play'e.

Buyrunuz bu da tatilimiz boyunca hiç sektirmeden her sabah güneşe doğru yüzdüğüm muhteşem manzara. Tam ekran ve sesi açarak izlemeniz önerisiyle. Sağlıcakla kalın.

Yorumlar