Sessiz Hikâye Anlatıcıları 💭🎋
Yoğun olarak sabahın çok erken saatlerinde ders verdiğim yıllardan birinde keşfettiğim, sonra ders saatlerim değişse de sık sık uğrar olduğum bir bölüm kantini var. Kahvaltıları da öğle yemeği seçenekleri de - benim gibi et yemeyenler için bile - çok güzel. Havalar güzel olduğunda bahçesi, soğuk olduğunda iç kısmı, sahiplerinin güleryüzü, genelde benim üniversite dönemime ait çok sevdiğim rock parçalarından oluşan nefis müzik listeleri ve tabii ki bizim bölüme yakın oluşu tercih etme sebeplerimden. Dersimden en fazla beş dakika önce kalkmam yeterli yetişmem için. Daha ne olsun.
Geçen yine bir ders öncesi hava soğuk olduğu için içeride bir şeyler yedikten sonra, yıllardır kantinin en ucunda öğrencilerin girip çıktığını gördüğüm ama hiç merak edip kullanmadığım kapıya takıldı gözüm. Çocukluğumdan beri hiç değişmeyen, seyahat ederken veya daha önce hiç gitmediğim binalarda dolaşırken gördüğüm kapıların ardını merak etme, bilmediğim yollara/koridorlara sapma, devamlarında ne olduğuyla ilgili hayaller kurma hali yine geldi buldu beni. Ve tepsimi yerine bırakıp kapıya yöneldim.
Tahmin ettiğim gibi, bir sürü sınıfın olduğu yeni bir koridora açılıyordu kapı. Neden tahmin etmiştim, çünkü dedim ya, sürekli öğrenci ve hoca giriş-çıkış trafiği var. Ama boştu tabii o gün, çünkü bölüm dersleri henüz başlamamıştı geçen hafta. Dersime de az kaldığı için çok vaktim olmadığından koridorlarda hızlıca dolaşmaya başladım. Sessiz, ıssız sınıflar, kapıları kapalı. Hatta olasılıkla yine bizim bölüme doğru bir yerlere açılan iki dış kapı da var, ama ikisi de kilitli. Binadan çıkmak için geri dönüp bildiğim yoldan gitmem gerekecek. Kilitli kapılardan biri rampa gibi bir inişin sonunda. Gerisin geri çıkıyorum rampayı, bilmediğim virajları telaşsızca alıp geldiğim yere dönmeye çalışırken, o da ne...?
Bir ağaç! Binanın içinde! Nefis! Ağzım kulaklarımda.😄 Dönerek yukarı çıkan merdivenlerin yanında, devasa bir anıt gibi bana bakıyor adını bilmediğim ağaç. Hemen telefonuma gidiyor elim, fotoğraf için. Birkaç kare çektikten sonra merdivenlerin yukarısından ayak sesleri geliyor, bakıyorum, kır saçlı bir hoca. Beni görmesin diye birkaç adım geri çekilirken "Neden ki?" diyor çocuk elifınt'ı arada yadırgayan büyük elifınt. Sorsana adama: "Hocam bu ağacın hikâyesi nedir biliyor musunuz acaba?"
Sormadım. Kantine giden kapıdan tekrar geçtiğimde oranın sahiplerine de sormadım. Oralarda sıkça karşılaştığım öğrencilerime mesaj da atmadım. Bir üniversite binasının ıssız bir koridorunda bir başına ama dimdik ayakta duran bu güzelim ağacın sessizliğine saygı duyma isteğiydi belki. Ya da hayal gücümün komik ve absürt koridorları o ağacın koridoruyla buluşup muhabbete dalar bir gün hevesi.
Her şeyin bir hikâyesi var. Yanından geçtiğiniz herhangi bir ağacın, bir saniyeliğine gördüğünüz bir kuşun, bacağınıza sürtünerek geçen bir kedinin, üstünde oturduğunuz bir duvarın, ilk defa gördüğünüz veya her gün karşılaştığınız bir insanın... Her ama her şeyin ve herkesin bizim bilmediğimiz ve olasılıkla da asla bilmeyeceğimiz hikâyeleri var.
Karşımıza çıkana kadar geçtiği çeşit çeşit yollardan, yolculuklardan geçmemiş bir bulut, bir ağaç, bir kedi ve dahi bir insan...
Mümkün mü? 🌱🌿🌳🌀
Bitirme notu: Bugün Ankara'ya kar yağacak diyorlar. Ben de bu yazıyı yazarken tülü çektim kenara, gözümün bir ucuyla bahçeye bakıyorum. Uçuş uçuş beyaz bir iki minik gördüm şu an. Galiba başlıyor. Bakalım tahmin edildiği gibi bütün gün sürecek mi, yoksa bahçe yine yeşil mi kalacak? ❄️
Yazıyı yayınladıktan bir saat sonra güncelleme: Kar gerçekten başladı. Tüm hızıyla.:) Hazırlanıp erken çıkmakta fayda var bugün, çünkü... çünkü kar! 😄🥳
benim de bu sabah instagramda odtünün ilk yapılan lojmanları düştü önüme, ne kadar güzeller, huzurlu ve sade...ne güzel bir okulun var elifim, keyfini çıkar :) bizimki daimi bir şantiye alanı gibi :(
YanıtlaSilAğaç heykeli gibi diyeceğim, neredeyse. :)
YanıtlaSilCanlı değil sanırım, ya da en azından artık canlı değil sanki?