Kutlamalar, Yuppiler, Şükürler 🎉💃🏻🎈

 


Efenim günaydın. Bugün bendeniz için mühim bir gün. Dün çevirinin son on sekiz sayfası kalmıştı ve benim bir günde on sekiz sayfa çeviri yaptığım görülmüş duyulmuş şey değildir, ama artık nasıl sıtkım sıyrılmış, nasıl içim şişmişse, "bugün bitmeden bu çeviri bitecek, ya sen gidersin ya o," dedi içimdeki deli. Tipim kaymış, gözüm şaşmış bir halde, ev ahalisi Ankara'nın muhteşem sıcağında bilmem kaçıncı rüyasını görürken ben bir o koltukta, bir şu masada, arada bir de 1.5 saatlik sınav toplantısına girerek çevirdim çevirdim çevirdim ve Survivor'da tek gruba verilecek yemek için yarışır gibi odaklanıp 23:59'da son noktayı koydum. Oh be.

Neden 23:59? Neden bugüne sarksın istemedim? Çünkü -yine kafam kadar olan bir- çevirinin nihayet bitmiş olması elbette çok güzel bir haber hem benim için, hem dünya için (🤪) hem de artık bu muhabbeti çekmek zorunda kalmayacak sizler için.😂 Ama bugünün benim için asıl anlam ve önemi apayrı ve ona çeviri tozu karışsın istemedim. Bugün oğluşumun doğum günü.💚🧿🙏🏻 Bugün on yedi oldu bizim "bıdık", canımın en içi, bi tanecim. 

On yedi nasıl ya? Gerçekten nasıl? Elifcim, içli köftecim, sen nasıl bebeklikten kırk yediliğe terfi ettiysen ve dışarıdan bakana fıt diye geçmiş gibi görünüyorsa, hah aynı öyle işte. 

Neyse, duygusal ve iç çekmeli kısımları günlüğüme yazdım merak etmeyin, burayı duygu seline boğmayacağım yani.😋 Ama çok duygusalım cidden, o ayrı.

Çocuklarımız hep iyi, hep sağlıklı, hep mutlu, keyifli, huzurlu ve güçlü olsun dilerim. Hayat onları hep iyi insanlarla karşılaştırsın, gönüllerince yaşamalarına, çevrelerinin onları seven sayan insanlarla dolu olmasına imkân tanısın. 🙏🏻

Bu duygusallığı, bu sabah sizin için çekip yazının girişine koyduğum "Elifınt ve Yavrusu" adlı fotoğraf başyapıtımla da çok güzel taçlandırdım bence. Sabah kahvemi hem oğluşumun sağlığına, mutluluğuna ve yeni yaşına, hem de dört yüz elli sayfalık, tek kitap yazma ayağına "bir roman içinde üç roman" yazarak beni benden alan,  (çevirmen ve okur olarak) duygudan duyguya sürükleyen Hemingwayciğime kaldırıyorum. ☕️ Cheers, prost, salud, skål, santé, tchin tchin! 🥂 Bana İngilizce dışında temel Almanca ve Fransızca bilgimi hatırlatıp sözde ileri seviyesini bitirdiğim, yıllar içinde çoğu şeyini unutsam da hastası olduğum İspanyolcayla da epey sınayan sevgili yazar, bu prostları, saludları duy e mi yattığın yerden? 

(Daha dönüp tüm çeviriyi baştan okuyup düzelteceksin elifcim, biraz erken mi oldu bu kutlama canım?) Sus iç ses, bugünü mahvetmene izin vermeyeceğim. Zaten hep olduğu gibi "henüz bitmemiş" hissi devam edecek bir süre biliyorum. Hatta bu sabah 5:30'da kalkınca eşim e bittiyse uyusana niye kalktın bu saatte dedi. Çünkü bitince bitmiyor, kafa kendi kendine soğumayan motor gibi gır gır çalışmaya devam ediyor bir süre. O yüzden hadi canım iç ses, kışt.

Şimdi bu yazıyı internetin koca uzay boşluğuna salıp bu dönemin artık (lütfen!) son sınavlarını okumaya koyulacağım. Bir ara bahçeye inip  şu arkadaşlarla mama ve su eşliğinde muhabbet etme planım da var. Sarı olan çok geveze, sırnaşık ve heyecanlı bi tip. İkiz kardeş ya da anne-çocuk gibi görünen diğer muhteşemlerin adlarını Mahmur'la Şaşkın koydum ama hangisi hangisi bir türlü ayırt edemediğim için genelde pisi pisiyle idare ediyoruz.

Ve şimdi güzel bir müzik açıp sınavların başına. Aklımda aylardır yazmak istediğim, sabırla beni bekleyen üçüncü romanım, dünkü yazıda bahsettiğim polisiye öykünün devamı niteliğinde bir şeyler ve bir süredir zihnimi kurcalayan bir edebi mesele üzerine yazma fikri dolanırken, elimde filli kahvem, yanımda Miyucanım, deriiiiin bir nefes, çokça şükür ve... Başla!

Bu parça da yine benden size gelsin. Bu ara neşenizi çalan, hayallerinize hadsizce çomak sokmaya çalışan, sizi aşağı çeken her kim ve ne varsa onlara şöyle güzel bir nanik yapıp bağıra bağıra şarkınızı söylemeniz dileğiyle. 🎶

Yorumlar

  1. ah minik adam 17 mi oldu? ne mutlu, ne kutlu bir gün :) hem de anası çeviriyi bitirmiş, daha ne olsun :)
    oğluşu benim içn de öp. daha küçücükkenden belliydi, akıllı, efendi bir adam olacağı. hayat hep gülsün ona, ayağına taş değmesin. sen de oğlunun güzel günlerini gör elifim, canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımmmm Şule, canım arkadaşım, çok sağ ol. 😊♥️ Hepsinin yolun apaçık olsun dilerim. 🙏🏻🧿

      Sil
  2. Ah canım kuzucuk (blog teyzesi olarak, doğumunu bildiğimiz yavrular için hakkımızdır bu hitap şekli) :)) nice mutlu senelere. <3
    Sonuna ulaşan çeviri için de anneyi kutlarım, hurrey! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay bittabi en doğal hakkınız hem de :) Çok sağ ol canım Sevin, iyi ki varsınız siz ya. ♥️

      Sil

Yorum Gönder