Balkon Days 🌬🌿



"Ömür biter yol bitmez, çeviri biter düzeltisi bitmez," demiş atalarımız. Atasözünün ilk yarısındaki atalar profesyonel ata, yani görmüş geçirmiş ve bu dünyadan göçmüş, ikinci yarısındaki çakma ataysa henüz amatör, hâlâ fani ve dünyevi ızdıraplardan muaf değil. Yeterince anlaşılıyor mu ettiği lafın sızlanan fuzuliliğinden ve sığlığından? 

Aylar süren Ankara musonları sonrası balkon sezonunu nihayet açabildik. Muhtar Miyu Hanım durumdan memnun, çevirmen Elif Hanım bir içeri girip güneşten kaçarak, bir geri çıkıp oh azıcık esti diyerek yayınevine iş yetiştirmeye çalışıyor. Neyse ki okul tatile girdi, sınav okumalar bitti, çocuklardan çokça güzel haberler geldi.

İnsanın kendi çevirisine yaptığı düzelti elbette çevirme kısmı kadar meşakkatli değil ve çok çok daha hızlı ilerliyor. Ama söz konusu orijinali dört yüz elli sayfa olan bir kitap olunca Türkçesi daha da uzun tutuyor haliyle ve insan çevirinin sonuna geldiğinde başını unutmuş olduğundan süreç boyunca yaptığı saçmalıkları daha net görüyor, bir yerde a başka yerde z dediği sözcükleri falan fark edip kendine gıcık oluyor. Yaklaşık üçte biri kadar bitti, geri kalanı da olabildiğince çabucak bitirebilirsem kendime çogzel bir hediyem olacak, niyet ettim, dinimiz amin.

Kendin kaşınıyon elifcim, yapcak bişi yok. Örtmenlerin hebzi tatile girmiş, sen daha çalış anacım. Madalya vercekler. Başın göğe ercek mi bakalım bu sefer keh keh. 

Sevgili gıcık ve Türkçesi bozuk iç sesim olacak şahıs. Hadi canım uza yandan yandan, biz korkmayız ondan bundan. Anladın?

Bu minnak mola yazısını bu sıralar ruhumu elime geçiren ruh halime uygun bir parçayla bitirip işime döneyim. Bazen insanın üstüne üstüne gelen duygusal, zihinsel, ruhsal ve başka şeysel şeyler karşısında yarışma olan Survivor halt etmiş, aşağıdaki şarkıyı yapan sevgili Survivor grubuysa çok güzel iş çıkarmış diyor ve sokağa çıkıp avaz avaz Adriaaaaaaaaaağğğğğğğn diye bağırmamak için dişlerinizi sıkmadığınız, tırnaklarınızı etinize geçirmediğiniz, sinir harpsiz, kuzu sakinliğinde günler diliyorum. Tschüs! 

Önemli Not: Bu yazıda Türkçe'de yer alan hiçbir harf, sözcük ya da ifade zarar görmemiştir. Zira blog sahibinin zihninden ipini koparmış gibi vızır vızır geçen araçlar nedeniyle n'olur n'olmaz diyerek yazı trafiğe kapalı alanda yazılmıştır.

Yorumlar

  1. Ay sen çok yaşa Elifciğim! Şarkıya ve "önemli not"a bayıldım. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahahaha :D Sevinciğim, güzel arkadaşım. 💜

      Sil
  2. o profesyonel atalar da bir zamanlar amatörmüş şekerim, elini (dilini) korkak alıştırma :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya bu yorumları şimdi okudum Şule ve seninkine çok güldüm. 😂 Doğru ya! Atalar da ölünce profesyonelleşip ata sayılıyor sonuçta di mi?! 🤣 Amatörlükten profesyonelliğe geçişin ölüm vasıtasıyla olduğu tek "ünvan" mı acaba. 😋

      Sil
  3. bu şarkıdan asla vazgeçemedim. üstelik lise yıllarımda, hemen her sabah karşı komşunun oğlu hasan'ın son sesine kadar açtığı kaset çaların sesiyle güne bu şarkıyla başlamış olmamıza rağmen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de hastasıyım cidden ve gaza gelmek istediğim (ya da gereksiz gaza geldiğim) anlarda hemen açarım. 😄. Komşunun oğlu Hasan da bi yerde haklı ama, parçanın en sağlam etkisi bangır bangır dinleyince. Sen bunu da yaparsın koçum, yürü kim tutar modu. 😂

      Sil

Yorum Gönder