Tuhaf Zamanlar





 

Tuhaf zamanlardan geçiyorum. Yine. Ya da tüm zamanlar kendi çapında tuhaf da, bazısı peş peşe dizilince biz tuhaflıklarını daha net fark ediyoruz belki.

Yorgunum. Fizikselin çok ötesinde bir yorgunluk bu. Sessizliğin, durma halinin içinde daha belirgin şekilde hissettiğim derince, yılların ve kat edilmiş yolların hücrelerimde yer etmiş, belki de hiç geçmeyecek yorgunluğu.

Kalbimin içi çoğunlukla ferah, onca zihin yorgunluğuna tezat bir şekilde. İlişkilerimde, yıllarca dostluk/yakınlık sandığım yanılsamaların içinde, insanları alttan alma ve fakat onların beni zerre alttan almayıp bir de hadsizce ezme çabasında kaybolup gitmelerim azaldı. Çok şükür. 

Bir anda gelen ve kısa süreliğine de olsa kötü hissettiren bir bulantı ya da baş dönmesi hali gibi oldu belki bu kayboluşa yaklaşıp ucundan dönmeler. Hani bir anda mideniz bulanmaya başlar - belki içkiden, belki sigaradan, belki açlıktan, belki korkudan - ama birkaç derin nefes alıp üstesinden gelebileceğiniz bir düzeydedir. Ya da uzunca oturduğunuz koltuktan kalkınca ani bir baş dönmesi, göz kararması, sabredip birkaç saniye sabit kalırsanız geçeceğini bildiğiniz.

Çok taviz vermişim be kendimden blogcum. Çok. Kendinden başkasını görmeyen bencil ruhlara kendimi ispat çabasıyla geçmiş, günlerim aylarım değil, yıllarım, ömrüm.. Ne yazık, diyeceğim, onu da diyemiyorum. Çünkü biliyorum beni bugünkü ben, bu yazıyı yazan elif yapan faktörler içinde onlar da var.

Ama beni üzüp sarstıkları için onlara teşekkür edecek ya da bugün olduğum ben'e katkıda bulundukları için minnet bildirecek bir durumum yok, o kadar da yüce gönüllü değilim. Ancak kendime minnet duyabilirim sabrım, sonsuz anlama ve empati kurma çabam, beklentisizce sunduğum sevgim ve dostluğum, yargısız ve adil kalma çabam ve tüm bunlara rağmen hep kötü ilan edilmelerimin altından kalkıp kendi yolumdan şaşmadığım için.

Öptüm kendimi yanağımdan, okşadım başımı babamın ben küçük bir kızken yaptığı gibi, ve kim ne demiş, hangi yolu seçmiş, o yolda neleri/kimleri heder etmiş bir yana bırakıp, kendi dikenli/çiçekli/kuşlu/böcekli/tozlu/ışıklı, hem bildiğim hem bazı yerlerini hâlâ bilmediğim, ama "benim olan", üzerinde yürüdükçe emek emek inşa ettiğim yoldan yürümeye devam ediyorum.

Sağlıcakla.

Yorumlar

  1. Bugünlerde ben de "tuhaf zamanlardan geçiyoruz" hissiyatını sıkça yaşıyorum.
    Belki anonim bir sıkışma hali vardır?

    YanıtlaSil
  2. Kim bilir Sevin'im? Belki de işte "her" zaman tuhaftır da biz arada fark ediyoruzdur.

    YanıtlaSil
  3. kimse göstermese bile kendine şefkat gösteren kadınlar kulübünün daimi üyesi olarak geldim aranıza :)
    ama biz var oldukça, birbirimizin sırtına pıt pıt yapıp sıkıca sarılırız ki zaten :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder