Karmaşadan kaçabilmek

Dünyada bu kadar çok insan olması tuhaf geliyor bazen, hatta korkutuyor. Yeryüzünden biraz yükselip baktığınızı düşünsenize... diyelim ki eviniz dünya... karıncalar ya da böcekler de bu dünyanın sakinleri...şimdi yukarıdan nasıl göründüğümüzü bir düşünün... her an bir hareket var, bir yere girenler, bir yerden çıkanlar, yürüyenler, koşanlar, duranlar, yemek yiyenler, ağlayanlar, kahkaha atanlar, bir araya gelmiş hararetle bir şeyler konuşanlar ya da yapanlar, tırmananlar, yerin altına girenler, dans edenler, oturanlar, sevişenler, kavga edenler, düşünenler.... offf çok yorucu.
Şu anda salondayım ve bu dediklerimi, yani insanoğlunun yukarıdan muhtemelen göründüğü hali, bu salon için gözümün önüne karıncaları getirerek yapmaya çalışıyorum... ve dehşete kapılıyorum!! :)) Bazen sadece otobüste giderken bile yolda yürüyenlere bakıp onların bir zamanlar minicik bebekler olduğunu düşünüyorum ve kendim de dahil etraftaki herkese yabancılaşıyorum. Bir düşünsenize yukarıdan biz nasıl görünüyoruz kimbilir? Ha, bakan var mıdır bilemem, o konudaki (hem olumlu hem de olumsuz yöndeki) şüphelerim hala yerli yerinde duruyor, ama benim yazın bir avuç karıncayla baş edemeyişim gibi (ki zavallılar sadece mutfağın girişiyle salonun girişi arasındaki sınırlı bir bölgede faaliyet halindeydi çoğunlukla) yukarıda olması muhtemel varlığın ya da varlıkların paniğini bir düşünsenize?! Kontrolü kaybettikçe savaşları mı teşvik ediyor acaba? Bir peygamber daha, bir din daha, bu sefer düzelir belki... Ya da bir tsunamiyle (nasıl olsa doğal afet diyerek) yerden mi tasarruf etmeye çalışıyor? Ya da böyle bir şey yok da her şey benim hep inanmak istediğim gibi doğanın işi mi? Biz de doğanın (şık kıyafetler ve modern saç kesimleriyle medenileşmeye çalışan) vahşi birer parçası değil miyiz? "İnsan doğası" denen şey değil mi savaşların çıkmasına, ülkelerin kurulmasına ve yok edilmesine, ailelerin dağılmasına, paranın gitgide hiçbir şeye yetmez hale gelmesine sebep?
Sonra düşünüyorum... yukarıdan bakıldığında durmaksızın hareket halinde olan çılgın karıncalar gibiysek, o karmaşanın içinde meydana gelen değişikliklerin, yeniliklerin, eklentilerin görülmesi, fark edilmesi biraz zorlaşmaz mı? Yani yıllar ilerleyip dünya daha da çıldırdıkça olup biten her yeni/tekrarlanan şey biraz daha şanssız mı oluyor acaba? Fark edilemediği, arada kaynadığı, kanıksandığı için?
Sanırım bu yüzden etrafımda az insan olmasını seviyorum. Evimin sessizliğini, kedilerimin huzurunu/huzursuzluğunu/hıçkırığını/iç geçirmesini her an fark edebilmeyi... akvaryumun sesini duyabilmeyi, kaplumbağaların en ufak hareketini fark edebilmeyi, hava boşluklarından içeri girmeye çalışan rüzgarın uğultusunu, kendi nefes alış verişimi duyabilmeyi...
Sessizliği, yalınlığı, karmaşadan uzak olmayı...
*Resimlerin alındığı adresler: